Teknolojik Oyun ve İnternet Bağımlılığı

Teknolojik Oyun ve İnternet Bağımlılığı

Bilgisayar ve video oyunları, internet ve televizyon gibi teknolojik araçlar artık günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Ancak, ekran başında geçirilen zamanın, arkadaşlarla vakit geçirmek, hobilerle ilgilenmek veya okula gitmek gibi diğer önemli aktivitelere engel olmaya başladığında sorunlar ortaya çıkar. Patolojik internet ve teknoloji kullanımı, aslında madde bağımlılığına benzer özellikler gösterir. Bağımlılar, tıpkı madde bağımlıları gibi, güçlü bir kullanım isteği duyar ve bu isteklerini kontrol etmekte zorlanırlar. Ayrıca, bu sorunla yüzleşmekten kaçınma eğilimindedirler.

Çocuk ve Ergenlerde Teknoloji ve Oyun Bağımlılığı: Tanı ve Tedavi

Çocuk ve ergenlerde teknoloji ve oyun bağımlılığı, sadece bir hobi veya eğlence aracı olmaktan çıkıp, bireyin fiziksel, sosyal ve ruhsal gelişimini olumsuz etkileyen ciddi bir durumdur. Erken tanı ve doğru bir yaklaşımla bu sorunun üstesinden gelinebilir.

Tanı Süreci

Teknoloji ve oyun bağımlılığına tanı koymak için aşağıdaki kriterler göz önünde bulundurulur:

  • Kontrol Kaybı: Çocuk veya ergen, oyun oynama veya internet kullanma süresini kontrol edemez. Başlangıçta belirlenen sürenin çok üzerinde zaman harcar.
  • Artan Zaman İhtiyacı: İstenilen tatmini elde etmek için ekran başında geçirilen sürenin giderek artması.
  • Diğer Alanları İhmal Etme: Okul başarısında düşüş, sosyal ilişkilerden uzaklaşma, hobileri ve fiziksel aktiviteleri bırakma.
  • Yoksunluk Belirtileri: Teknolojiye erişim kısıtlandığında sinirlilik, kaygı veya huzursuzluk gibi psikolojik yoksunluk belirtileri yaşama.
  • Devamlı Kullanım: Olumsuz sonuçlarına (uykusuzluk, okul sorunları vb.) rağmen kullanıma devam etme.
  • Düşüncelerin Teknolojiye Odaklanması: Boş zamanlarda bile sürekli teknoloji veya oyun düşüncesiyle meşgul olma.
u8832255849_create_an_image_in_pixar_style_showing_the_three__01130275-d376-49a5-a8a6-39d6b566c157_2

Tedavi Yaklaşımları

Teknoloji bağımlılığının tedavisi, genellikle psikoterapi, aile danışmanlığı ve eşlik eden diğer ruhsal sorunların tedavisiyle birlikte yürütülür.

  1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)

BDT, bağımlılık tedavisinde en etkili yöntemlerden biridir. Bu yaklaşım, çocuğun teknolojiye olan bağımlılığını sürdüren düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmeye odaklanır.

  • Duygusal Farkındalık: Çocuğun, teknolojiye yönelmesinin altında yatan duygusal tetikleyicileri (can sıkıntısı, kaygı, yalnızlık gibi) tanımasına yardımcı olur.
  • Yeni Başa Çıkma Becerileri: Bağımlılığa yol açan duygularla başa çıkmak için teknoloji dışında alternatif ve sağlıklı yollar (spor, sanat, sosyal aktiviteler vb.) öğretilir.
  • İnternet ve Oyun Kullanımını Kontrol Etme: Kullanım süresini kademeli olarak azaltacak ve kontrol altına alacak somut hedefler belirlenir.
  1. Psikodinamik Terapi

Psikodinamik yaklaşım, teknoloji bağımlılığının altında yatan daha derin psikolojik dinamikleri ve duygusal çatışmaları anlamaya çalışır.

  • Savunma Mekanizması: Teknoloji kullanımı, zorlu duygulardan (öfke, utanç, aile içi çatışmalar gibi) kaçmak veya bu duygularla başa çıkmak için bir savunma mekanizması olarak işlev görebilir. Terapi, bu duyguların güvenli bir ortamda ifade edilmesini ve anlamlandırılmasını sağlar.
  • Benlik Saygısı ve Sosyal İlişkiler: Bağımlılık, genellikle düşük benlik saygısı ve sosyal ilişkilerde yaşanan zorluklarla ilişkilidir. Terapi, çocuğun özgüvenini geliştirmesine ve daha sağlıklı sosyal bağlar kurmasına yardımcı olur. Sanal dünyada elde edilen başarıların veya kimliklerin, gerçek dünyadaki başarılarla nasıl farklılaştığını anlaması sağlanır.
  1. Aile ve Grup Terapisi

Tedavinin başarısı için ailenin sürece dahil olması çok önemlidir. Aile terapisi, aile içi iletişim dinamiklerini ele alarak, bağımlılığı destekleyen faktörleri ortadan kaldırmayı hedefler. Grup terapileri ise, benzer sorunları yaşayan akranlarla bir araya gelme fırsatı sunarak yalnızlık hissini azaltır ve kişilerin birbirlerini desteklemesini sağlar.

Teknoloji ve İnternet Bağımlılığı: Tedaviye Direnç ve Yoğun Tedavi İhtiyacı

Teknoloji ve internet bağımlılığı, toplumda genellikle hafife alınan bir sorun olsa da, tedaviye direnç göstermesi ve ciddiyeti açısından alkol veya madde bağımlılığına benzer özellikler taşıyabilir. Özellikle ileri seviyelerde, bu bağımlılık da uzun süreli ve daha yoğun, hatta yataklı tedavi seçeneklerini gerektirebilir.

Neden Yataklı Tedavi Gerekir?

İleri düzey teknoloji ve oyun bağımlılığı, sadece bir zaman yönetimi problemi değildir. Kişi, bu bağımlılığın getirdiği yoğun kaygı, depresyon ve sosyal izolasyon gibi sorunlarla başa çıkamaz hale geldiğinde, yataklı tedavi hayati bir seçenek haline gelir. Yatarak tedavi, bireye dış uyaranlardan ve tetikleyicilerden uzak, kontrollü bir ortam sunar.

  • Tetikleyicilerden Uzaklaşma: Yataklı servis, bilgisayar, telefon veya oyun konsolu gibi bağımlılığı tetikleyen tüm araçlardan izole bir ortam sağlar. Bu, kişinin fiziksel olarak bağımlılık nesnesinden uzaklaşarak, bağımlı davranış kalıplarını kırması için gerekli ilk adımı atmasına yardımcı olur.
  • Eşlik Eden Sorunların Tedavisi: Teknoloji bağımlılığı, sıklıkla derin depresyon, sosyal kaygı veya aile içi çatışmalar gibi başka psikolojik sorunlarla ilişkilidir. Yataklı tedavi, bu eşlik eden sorunların da aynı anda ve yoğun bir şekilde ele alınmasını sağlar. Ruh sağlığı uzmanlarından oluşan bir ekip, 24 saat gözetim ve destek sağlayarak bireyin hem fiziksel hem de psikolojik olarak stabilize olmasına yardımcı olur.
  • Davranış Kalıplarını Kırma: Uzun yıllar süren bağımlılık, beynin ödül sistemini değiştirir. Yataklı tedavi, bu yerleşik davranış kalıplarını kırmak için yapılandırılmış bir ortam sunar. Birey, terapi, grup etkinlikleri ve yeni hobiler aracılığıyla, teknolojinin yerine geçecek daha sağlıklı ve anlamlı aktivitelerle tanışır.

Tedaviye Direnç ve Uzun Süreli Yaklaşım

Tıpkı alkol ve madde bağımlılığında olduğu gibi, teknoloji bağımlılığı da nüksetme riski taşır. Tedavinin asıl amacı, sadece ekran başında geçirilen süreyi azaltmak değil, aynı zamanda altta yatan duygusal boşluğu doldurmayı ve kişinin daha sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmesini sağlamaktır. Bu nedenle, yataklı tedavi sonrası, uzun süreli bir ayaktan takip süreci şarttır. Birey, terapi seanslarına devam ederek, günlük hayatındaki tetikleyicilerle nasıl başa çıkacağını öğrenir ve bu yeni becerilerini pekiştirir. Aile ve arkadaşların desteği de bu uzun soluklu süreçte büyük önem taşır