Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB)

Çocuk ve Ergenlerde Takıntılar ve Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB): Ebeveynler İçin Bir Kılavuz

Sevgili Anne Babalar,

Çocukluk ve ergenlik dönemleri, bireyin fiziksel ve ruhsal olarak hızla geliştiği, önemli değişimlerin yaşandığı zamanlardır. Bu dönemde, her çocuk ve ergenin zaman zaman üzgün, keyifsiz veya isteksiz hissetmesi normaldir. Ancak bu durumun uzun sürmesi, şiddetlenmesi ve günlük yaşamı olumsuz etkilemesi, depresyonun bir işareti olabilir.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB), bireyin “bir şekilde mecburmuş gibi” hissettiği, mantıksız veya aşırı olduğunu bildiği halde karşı koymakta zorlandığı saplantılı düşünceler (obsesyonlar) ve zorlantılı davranışlar (kompulsiyonlar) ile karakterize bir ruhsal bozukluktur. Bu döngü, günlük yaşamı ciddi şekilde bozabilir ve hatta tamamen ele geçirebilir.

  • Obsesyonlar (Saplantılı Düşünceler): İstenmeyen, tekrarlayıcı ve rahatsız edici düşünceler, imgeler veya dürtülerdir. Çocuk veya ergen, bu düşüncelerin kendi zihninden geldiğini bilse de, onlardan kurtulamaz. Örneğin, kirli olduğu, sevdiklerine zarar vereceği veya kötü bir şey olacağı yönündeki saplantılı korkular sıkça görülür.
  • Kompulsiyonlar (Zorlantılı Davranışlar): Obsesyonların yarattığı kaygıyı azaltmak veya kötü bir şeyin olmasını engellemek için yapılan tekrarlayıcı davranışlar veya zihinsel eylemlerdir. Bunlar, el yıkama, kapıları kontrol etme, belirli kelimeleri tekrarlama veya eşyaları düzenleme gibi eylemler olabilir. Birey, bu davranışların anlamsız olduğunu bilse de, yapmazsa büyük bir huzursuzluk ve endişe duyar.
u8832255849_create_an_image_in_pixar_style_showing_the_three__01130275-d376-49a5-a8a6-39d6b566c157_2

OKB, tekrarlayan ve istem dışı düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşüncelere yanıt olarak yapılan tekrarlayıcı davranışlar veya zihinsel eylemler (kompulsiyonlar) ile karakterize bir anksiyete bozukluğudur. Obsesyonlar, genellikle endişe, korku veya rahatsızlık hissi uyandıran, istenmeyen ve rahatsız edici düşüncelerdir. Bunlar kirlilik, şüphe, şiddet veya düzensizlikle ilgili olabilir. Kompulsiyonlar ise, obsesyonlardan kaynaklanan rahatsızlığı azaltmak veya önlemek için yapılan tekrarlayıcı davranışlardır (örneğin, elleri tekrar tekrar yıkamak, eşyaları düzenlemek, saymak, namazda abdest ya bozulduysa diye tekrar tekrar bozup yeniden abdest alıp yeniden kılmak) veya zihinsel eylemlerdir (örneğin, dua etmek, namazda duaları tekrar tekrar okumak, dua etmek, sayılar tekrar tekrar tekrarlamak). Bu davranışlar, kısa süreli rahatlama sağlasa da, uzun vadede kaygı ve sıkıntıya yol açar ve günlük yaşamı olumsuz etkiler.

OKB’nin Belirtileri:

Çocuk ve ergenlerde OKB belirtileri yaşa ve gelişim düzeyine göre değişebilir. Çocuklarda  Bazı yaygın belirtiler şunlardır:

  • Obsesyonlar: Kirlilik korkusu, şüpheler, istenmeyen cinsel veya saldırgan düşünceler, düzen ve simetriye olan aşırı önem verme, tekrarlayan düşünceler.
  • Kompulsiyonlar: Elleri yıkamak, eşyaları düzenlemek, saymak, tekrar tekrar kontrol etmek, dua etmek, belirli ritüelleri uygulamak.
  • Anksiyete ve kaygı: Sürekli bir endişe ve gerginlik hali.
  • Depresyon: OKB sıklıkla depresyonla birlikte görülebilir.
  • Sosyal izolasyon: OKB semptomları nedeniyle sosyal etkileşimlerden kaçınma.
  • Okul performansında düşüş: OKB, çocuğun konsantrasyonunu ve dikkatini olumsuz etkileyebilir.

Psikodinamik Psikoterapi Perspektifi:

Psikodinamik psikoterapi literatürü, OKB’nin altında yatan nedenleri anlamak için içsel çatışmaları ve savunma mekanizmalarını inceler. Bu yaklaşım, obsesyonların bilinçdışı korku ve endişelerin bir dışavurumu olduğunu, kompulsiyonların ise bu endişeleri yönetme girişimi olarak görülebileceğini öne sürer. Örneğin, kirlilik korkusu, bilinçdışı bir kirlilik duygusuyla ve kontrol kaybı endişesiyle ilişkilendirilebilir. Psikodinamik tedavi, bu bilinçdışı çatışmaları ortaya çıkarmayı ve daha sağlıklı baş etme mekanizmaları geliştirmeyi hedefler.

Tedavi Seçenekleri:

OKB’nin tedavisi, genellikle birden fazla yöntemin kombinasyonunu içerir:

  • Kognitif Davranışçı Terapi (KDT): KDT, en etkili tedavi yöntemlerinden biridir. Bu terapi, obsesif düşüncelerin ve kompulsif davranışların altında yatan yanlış düşünceleri belirlemeyi ve değiştirmeyi ve daha sağlıklı baş etme mekanizmaları geliştirmeyi hedefler. Maruz kalma ve yanıt önleme (EMO) tekniği, KDT’nin önemli bir bileşenidir.
  • İlaç Tedavisi: Bazı durumlarda, özellikle semptomlar şiddetliyse, ilaç tedavisi (örneğin, Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörleri – SSRI’lar) kullanılabilir. İlaç tedavisi genellikle KDT ile birlikte kullanılır.
  • Psikodinamik Psikoterapi: Bu terapi, OKB’yi sadece yüzeydeki belirtiler üzerinden değil, aynı zamanda bu belirtilerin altında yatan derin psikolojik dinamikler üzerinden anlamayı hedefler. Bu yaklaşım, saplantılı düşünce ve davranışların, bilinçdışındaki çatışmalar, dile getirilemeyen duygular ve gelişimsel zorluklarla ilişkili olduğunu savunur.
  • Kontrol ve Belirsizlik: OKB’li çocuk veya ergen, dış dünyadaki belirsizlik ve kontrol eksikliği hissiyle başa çıkmakta zorlanır. Kompulsif davranışlar, bu belirsizliği kontrol altına almaya yönelik savunma mekanizmaları olarak işlev görür. Örneğin, sürekli el yıkama, kirlenme korkusuyla ilişkili kaygıyı kontrol altına alma çabasıdır. Ancak bu, dış dünyayı değil, sadece sembolik olarak iç dünyayı kontrol etme illüzyonudur.
  • İfade Edilemeyen Duygular: Saplantılı düşünceler ve zorlantılı davranışlar, sıklıkla öfke, suçluluk veya utanç gibi ifade edilemeyen duyguların bir yansımasıdır. Örneğin, sevdiği birine zarar vereceği korkusu, o kişiye karşı hissedilen bastırılmış öfkenin bir ifadesi olabilir. Terapide, bu duygular güvenli bir ortamda keşfedilir ve anlamlandırılır.
  • Gelişimsel Çatışmalar: Psikodinamik yaklaşım, OKB belirtilerinin, özellikle erken çocukluk dönemindeki gelişimsel aşamalarla (örneğin, tuvalet eğitimi sırasında yaşanan kontrol çatışmaları) ilişkili olabileceğini öne sürer. Bu dönemlerde yaşanan çözülmemiş çatışmalar, daha sonra zorlantılı davranışlar olarak ortaya çıkabilir.
  • İçsel Dünyayı Düzenleme: Terapi sürecinde, çocuk terapist ile kurduğu güvenli ilişki sayesinde, zorlayıcı içsel deneyimlerini kelimelere dökebilir ve bu deneyimlerle daha sağlıklı yollarla başa çıkmayı öğrenebilir. Terapist, bu döngüsel düşünce ve davranış kalıplarının ardındaki gerçek acıyı ve kaygıyı keşfetmesine yardımcı olur.

Ebeveynlere Öneriler:

  • Çocuğunuzu anlayışla ve sabırla destekleyin.
  • OKB’yi ve onun nasıl tedavi edilebileceğini öğrenin.
  • Çocuğunuza uygun tedavi seçenekleri hakkında bir çocuk ve ergen psikiyatristi veya psikoloğuyla görüşün.
  • Çocuğunuzun tedaviye bağlı kalmasına yardımcı olun.
  • Kendi kendinize destek gruplarına katılın ve diğer ebeveynlerle deneyimlerinizi paylaşın.

 

Sonuç:

OKB, tedavi edilebilir bir bozukluktur. Erken teşhis ve uygun tedavi ile çocukların ve ergenlerin yaşam kalitelerini önemli ölçüde iyileştirebilirsiniz. Unutmayın, yalnız değilsiniz. Destek ve bilgi arayın, profesyonel yardım alın ve çocuğunuza sevgi ve anlayışla yaklaşın. Bu süreçte size yardımcı olabilecek birçok kaynak mevcuttur.

Uyarı: Bu makale sadece bilgilendirme amaçlıdır ve tıbbi tavsiye yerine geçmez. Çocuğunuzda OKB şüphesi varsa, lütfen psikiyatrik değerlendirme için Çocuk ve Ergen Psikiyatristinden randevu alın.